I. İKİ ve BEŞ YILLIK ZAMANAŞIMI:
Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 560. maddesi uyarınca “sorumlu olanlara” karşı açılacak tazminat davası, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran eylemin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Maddede yer alan “sorumlular” dan kast edilen, “kurucular, yönetim kurulu üyeleri, diğer yöneticiler ve tasfiye memurları” ile “Hukuki Sorumluluk” başlığını taşıyan Kanun’un 549, 550, 551 ve 552. maddelerinde düzenlenen özel sorumluluk hallerinin sorumlularıdır.
Türk Borçlar Kanunu’nun (“BK”) 147. Maddesinin 4. bendi ise, “Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.” beş yıllık zamanaşımına tâbidir.” hükmünü içermektedir.
Borçlar Kanunu’nun m. 147/4. hükmü ile TTK’nun 560. Maddesi, sadece müdürler, temsilciler ve denetçiler açısından birbiri ile örtüşmektedir.
Dolayısıyla;
II. ZAMANAŞIMININ BAŞLANGICI:
1. Şirketin Dava Hakkı Açısından;
Yönetim Kurulu üyelerine karşı aslî dava hakkı sahibi şirkettir. Bu durumda, iki yıllık zamanaşımı süresi, şirketin dava açmaya yetkili organının sorumluyu ve zararı öğrenmesinden itibaren başlar.
Şirketin dava açmaya yetkili organı ise, Yasal Temsilcisi yani Yönetim Kurulu’dur. Dolayısıyla, iki yıllık zamanaşımı süresi Yönetim Kurulu’nun sorumluyu ve zararı öğrenmesinden itibaren başlar.
Çok üyeli yönetim kurullarında, halen üye sıfatını taşıyan bir veya birkaç üye hakkında sorumluluk davası açılması gereken hallerde ise, dava açılmasına karar verme yetkisi, Yönetim Kurulu’nun diğer üyelerine aittir.
Yönetim Kurulu’nda görev alan tüm üyelerin veya tek üyeli yönetim kurulunun tek üyesinin sorumlu tutulması halinde ise, şirketin ortakları ve/veya alacaklıları olmak üzere her ilgili şirketin bu konudaki menfaatlerini korumak üzere mahkemeden Medeni Kanun’un 426. maddesinin 3. Fıkrası uyarınca “temsil kayyımı” atanmasını talep edebilir. Bu gibi hallerde iki yıllık zamanaşımı süresi dava açmakla görevli yeni seçilen yönetim kurulunun veya atanan kayyımın göreve başladığı ve sorumlu ile zararı öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
2. Ortakların ve Alacaklıların Dava Hakkı Açısından;
Ortakların, Yönetim Kurulu üyelerine karşı dolaylı zararları için şirkete verilmek üzere ya da doğrudan zararları için tazminatı kendilerine verilmek üzere açacakları sorumluluk davalarında iki yıllık zamanaşımı süresi zararı ve sorumluları öğrendikleri tarihten itibaren başlar.
Alacaklıların, Yönetim Kurul’u üyelerine karşı sorumluluk davası açmaları ise şirketin iflas etmesi ön koşuluna bağlıdır.
TTK’nun 556. Maddesi uyarınca, iflas halinde şirketin zararı kural olarak iflas idaresi tarafından talep olunur. Ancak, iflas idaresi sorumluluk davası açmadığı takdirde bu davayı alacaklılar ve ortaklar da açabilirler. İşte bu halde, şirketin menkul ve gayrimenkullerinden elde edilen hasılat önce dava açan alacaklının alacağının ödenmesine tahsis edilir, bakiye kalması halinde ise şirkete verilir.
Yukarıda izah edildiği şekilde, dava açma hakkına sahip olan alacaklıların davalarına ilişkin zamanaşımı süresi de alacaklıların sorumluyu ve zararı öğrendikleri tarihten itibaren başlar.
III. BEŞ YILLIK ZAMANAŞIMI:
Sorumluların veya zararın öğrenilmemesi ve bu sebeple iki yıllık zamanaşımı süresinin sona ermesi halinde beş yıllık azamî bir zamanaşımı süresi mevcuttur.
5 yıllık zamanaşımı süresi, zarar verici fiilin meydana geldiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Beş yıllık zamanaşımı süresi, Yönetim Kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılması için öngörülen azami zamanaşımı süresidir. Dolayısıyla, zarar verici fiilin meydana gelmesinden itibaren 5 yıllık sürenin sona ermesinden sonra Yönetim Kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılamaz.
IV. REKABET YASAĞININ İHLÂLİNDEN DOĞAN SORUMLULUKTA
ZAMANAŞIMI:
TTK’nun 396. Maddesi uyarınca, Yönetim Kurulu üyelerinden biri, Genel Kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan Yönetim Kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir.
Rekabet yasağını ihlâl eden Yönetim Kurulu üyelerine karşı seçimlik talep haklarını kullanma yetkisi, diğer Yönetim Kurulu üyelerine aittir.
396. maddenin 3. Fıkrası ise zamanaşımı ile ilgili olup, “Bu haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini; diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her halde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” hükmünü içermektedir.
Dolayısıyla, rekabet yasağının ihlâli halinde, davanın, ihlâlden doğan hakları kullanmakla yetkili diğer Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluk nedenini öğrenmesinden itibaren üç ay ve her halde sorumluluk yaratan olgunun gerçekleşmesinden itibaren bir yılık zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerekmektedir.