İzmir, 23.04.2020
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, 01.01.2002 yılında yürürlüğe girmiştir. Yeni Türk Medeni Kanunu’nun getirdiği en büyük yeniliklerden birisi evlilik birliğinde yeni yasal mal rejiminin kabul edilmesidir. Buna göre; taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça evlilik birliği içerisindeki yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir.
Eski Medeni Kanun döneminde evlenmiş kişiler arasındaki yasal mal rejimi ise aksi kararlaştırılmadıkça; 31.12.2001 tarihine kadar mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden itibaren ise edinilmiş mallara katılma rejimidir.
Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ve kişisel malları kapsamaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin istisnaları olmakla birlikte temel kural, edinilmiş mallar ve kişisel malların değişmezliğidir. Eşlerin kişisel malı olarak nitelenmeyen tüm mallar edinilmiş mal olarak kabul edilir.
Edinilmiş mallar, her bir eşin ayrı ayrı edinilmiş malları ve kişisel mallarından oluşmaktadır.
Eşlerin Kanuni Edinilmiş Malları
Her bir eşin mal rejiminin başladığı andan bitişine kadar geçen sürede karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Burada karşılık; para olabileceği gibi emek, diğer mal varlığı unsurları, eşlerden birine yönelik üçüncü kişinin haksız fiili veya edinilmiş mallara dahil bir hak veya eşyanın sarf edilmesinden de kaynaklanabilmektedir. Bunlara ilişkin olarak kanun metninde bir takım tanımlamalara da yer verilmiştir. Buna göre;
- Eşlerin çalışmasının karşılığı olan edimler..
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
- Kişisel malların gelirleri,
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler eşlerden her birinin edinilmiş mallarını oluşturmaktadır.
Burada vurgulamak gerekir ki iş görme edimi, yani eşin çalışmasının karşılığı olan edimler; eşlerin bir ivaz karşılığı gördüğü mesleki faaliyet olabileceği gibi, bir ticari işletme faaliyetine dayalı işletme kazançlarını da kapsamaktadır. Bununla birlikte sermaye kazançları da edinilmiş mal olarak sayılmaktadır.
Kişisel malların gelirleri ise doğal ve hukuki ürünler olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta kişisel mallardan elde edilecek gelirlerin edinilmiş mal sayılması sadece mal rejiminin devamı içerisinde meydana gelen gelirlerden ibarettir. Örneğin; eşlerden birinin bankada bulunan vadeli mevduat hesabının faiz getirisi, sadece edinilmiş mallara katılma rejiminin devamı süresince olan ayları kapsayan faizler için edinilmiş mal kabul edilecektir.
Bununla birlikte şans oyunlarına bağlı kazanılan ikramiyeler kişisel mal olarak kabul edilmekle birlikte bu ikramiyenin kullanılması sonucu elde edilen kazanç da yine edinilmiş mal olarak kabul edilecektir.
Edinilmiş malların yerine geçen değerlerden anlaşılması gereken ise bir edinilmiş malın elden çıkarılması veya bir gelir ise bunun sonlanması neticesinde elde edilen yeni bir mal varlığı değeridir. Örneğin edinilmiş mal olan bir arabanın bir kaza sonrası kullanılamayacak hale gelmesi neticesinde sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat edinilmiş malın yerine geçen değerdir ve bu değer de edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir.
Edinilmiş mallar tahdidi olarak sıralanmamıştır. Bu sebeple uygulamadaki gelişmeler ile edinilmiş mallar kavramı genişletilebilmektedir. Örneğin eşlerden birine adının gaspı veya şeref ve haysiyetinin ihlali veya ekonomik kişilik hakkının ihlali nedeniyle ödenen maddi tazminatların da edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir.
Eşlerin Kanuni Kişisel Malları
Türk Medeni Kanunu’nun maddesi gereği;
- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
- Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği mal varlığı değerleri,
- Manevi tazminat alacakları,
- Kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel mal olarak kabul edilmektedir.
Edinilmiş mallar ve kişisel malların birbirinden ayrılması mal tasfiyesi açısından önem arz etmektedir. Çünkü mal rejiminin tasfiyesi aşamasında kişisel mallar paylaşmanın dışında tutulmaktadır.
Sözleşmesel Kişisel ve Edinilmiş Mallar
Edinilmiş mallara katılma rejimi yukarıda ifade ettiğimiz üzere yasal mal rejimi olup sınırları ve uygulaması da kanunda belirtilmiştir. Ancak kanunda belirlenen bu sınırlar sözleşme ile belli noktalarda değiştirilebilmektedir.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyetleri sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken mal varlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus madde hükmünün; bir mesleğin icrası veya bir işletmenin faaliyeti sonucu elde edilen gelirleri kapsar şekilde yorumlanmaması gerektiğidir. Bu düzenleme ile eşlerden birinin mesleğinin icrası veya işletmenin faaliyeti için tahsis ettiği mal varlığı değerlerinin kişisel mal varlığı değerleri olarak kabul edilebileceğini hüküm altına alındığı şeklinde yorum yapılması kanunun lafzına ve ruhuna daha uygun olacaktır.
Buna göre; eşler, yapacakları mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletme faaliyetleri için tahsis ettikleri edinilmiş malları kişisel mal olarak kabul edebilirler. Örneğin edinilmiş mal olmak şartı ile bir doktorun muayenehanesindeki tıbbi araç ve gereçlerinin kişisel mal olması hususunda eşler arasında bir anlaşma yapılabilmektedir.
Bununla birlikte eşler kişisel malların gelirlerinin tamamının veya bir kısmının kişisel mal olarak kabul edilebileceğini kararlaştırabilirler. Bu anlaşma ile karine olarak kişisel mallardan elde edilen gelirin de kişisel mal olarak kabul edileceği kabul edilmektedir.
Malın Edinilmiş Mal veya Kişisel Mal Olduğunun İspatı
Medeni Kanun’a göre bir malın edinilmiş mal veya kişisel mal olduğunun iddia edilmesi durumunda, iddia eden taraf iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Mülkiyetin ispatında, mülkiyet ve sınırlı ayni hak karineleri ve doğal karinelerden de faydalanılmaktadır. Bir malın eşlerden hangisine ait olacağı ispat edilemiyorsa bu mal, eşlerin paylı mülkiyetinde sayılmaktadır.
Eşlerin tüm malları, aksi ispatlanıncaya kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir. Kanunda bir edinilmiş mal varsayımı yaratıldığı görülmektedir. Buna göre eşler, bir mal varlığı unsurunun kişisel malı olduğunu ispatlayamazsa bu takdirde bu mal edinilmiş mal olarak kabul edilecektir.
Tüm bu ispat kuralları mal rejiminin tasfiyesi aşamasında oldukça önem arz etmektedirler. Zira, yukarıda da açıkladığımız üzere tasfiye aşamasında kişisel mallar hesaba katılmamakta, her bir eşin kişisel malları kendi uhdelerinde kalmaya devam etmekle birlikte paylaşıma dahil edilmemektedir.
Kişisel Mallar ve Edinilmiş Mallar Üzerinde Tasarruf Yetkisi
Kural olarak eşlerden her biri kişisel malları ve edinilmiş malları üzerinde yasal sınırlar içerisinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkına sahiptir. Ancak kanunda buna bir istisna getirilmiştir. Buna göre aksine anlaşma olmadıkça eşlerden biri, diğerinin rızası olmadan münhasıran eşlerin paydaş olduğu paylı mülkiyete konu mal üzerinde tasarrufta bulunamaz.
Getirilen bu düzenleme tasarruf hakkını ortadan kaldırmamakta, sadece bir sınırlama getirmektedir. Paylı mülkiyete konu eşya üzerinde tasarrufta bulunmak isteyen eş, diğer eşin rızasını alarak bu kısıtlamayı bertaraf edebilecektir. Ancak eşler dışında üçüncü kişiler de paydaş durumunda ise bu durumda bu düzenleme uygulanamayacaktır.
Eşlerden birinin rızası alınmaksızın, diğer eşin gerçekleştirmiş olduğu paylı mülkiyet konusu mal üzerindeki tasarrufun diğer tarafı olan üçüncü kişinin iyi niyetli oluşunun bir önemi yoktur. Eşin rızası olmaksınız yapılan tasarruf işlemi, üçüncü kişi iyi niyetli olsa dahi geçersiz bir işlem olaraktır.
Ancak üçüncü kişi adına tapu kütüğünde işlenen bu yolsuz tescile güvenerek hak sahibi olan diğer üçüncü kişilerin iyi niyetli olmaları halinde yapılan tasarruf işlemi korunacaktır.
Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluk
Eşlerden her biri, üçüncü kişilere karşı kişisel borçlarından ötürü bütün mal varlığı ile sorumludur. Edinilmiş mallara katılma rejimi, eşler hakkında icra yolu ile takip başlatılması konusunda bir engel teşkil etmemektedir.
Ayrıca edinilmiş mallara katılma rejimi, eşler arasındaki borçların muacceliyetine de engel olmaz.
Saygılarımızla
Av. Ezgi Çağla Güngör