Ödeme Emrine Karşı Dava Açılması

Ödeme Emrine Karşı Dava Açılması

  İzmir, 16.04.2020

Ödeme Emri Nedir ve Kimler Adına Düzenlenir?

Ödeme emri, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca  vadesinde ödenmeyen kamu alacakları için düzenlenir. Kamu borcunu vadesinde ödemeyenler adına vergi dairesince düzenlenen ödeme emri, borçlulara 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları konusunda yapılan bir bildirimdir.

Ödeme emrinin düzenlenmesi ile vergi dairesi aynı zamanda kamu alacağının tahsili için cebri tahsilat işlemlerine de başlamış olur. Asıl borçlulardan tahsilat yapılamaması veya tahsilat yapılamayacağının anlaşılması halinde, kanuni temsilci, Limited Şirket ortağı veya kurum mümessilleri gibi borçtan sorumlu olanlara da ödeme emri tebliğ edilerek borcun ödenmesi veya mal bildiriminde bulunması istenir.

Ödeme Emrinde Hangi Hususlar Yer Alır?

Ödeme emrinde; borcun asıl ve fer’ilerinin (cezası, faizi, zammı gibi) türü ve tutarı, borcun nereye ödeneceği, süresinde ödenmeyen borcun vergi dairesince cebren tahsil edileceği, süresinde ödenmeyen borç ile ilgili mal bildiriminde bulunulması gerektiği, borçlunun mal bildiriminde bulunmadığı takdirde üç ayı geçmemek üzere hapisle tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı mal bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı, ödeme emrine karşı hangi mahkemede dava açılabileceği hususları yer alır.

Hangi Nedenlerle Ödeme Emrine Karşı Dava Açılabilir?

Ödeme emrini alan borçlu;

-           Böyle bir borcunun olmadığı,

-           Borcunu kısmen ödediği,

-           Borcun zamanaşımına uğradığı

İddialarıyla tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde vergi mahkemesinde dava açabilir.

Borçlu, ödeme emrinde yer alan borcun tamamı ya da bir kısmı için dava açabilir. Ancak, dava dilekçesinde dava açılacak kısmın türü ve miktarının açıkça gösterilmesi gerekir.

Dava Açılması Borçlu Hakkındaki Tahsil İşlemlerini Durdurur mu?

Ödeme emirlerine karşı açılacak davaların, Vergi / Ceza İhbarnamelerine karşı açılan davalardan bir önemli farkı da, yürütmeyi durdurmamasıdır. Ödeme emrine karşı ilgili vergi mahkemesinde iptal davası açılması halinde mutlak surette yürütmenin durdurulması talep edilmelidir. Mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmesi halinde, tahsil işlemleri durur. Yürütmeyi durdurma kararı, teminat karşılığı veya teminat aranmaksızın verilebilir.

Yürütmenin durdurulması kararı verilmeden önce, mahkeme davalı idarenin savunmasını alıp, işin esasına göre karar vermektedir. Yürütmenin durdurması hakkında kararlar İYUK madde 27/9 uyarınca öncelikli olarak incelenir ve karara bağlanır. Aynı konu hakkında iki kez yürütme durdurulması talebinde bulunulamaz. Tarafların yürütmeyi durdurma kararlarına karşı (7)  gün içerisinde bölge idare mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakkı vardır.

Ödeme Emrine Karşı İdari Başvuru Yoluna Gidilir Mi?

Kendisine ödeme emri tebliğ olunan mükellef, ödeme emrinin düzeltilmesi veya iptal edilmesi için vergi dairesine müracaat edebilmektedir.

Ancak, Vergi Usul Kanunu’nda, vergilendirme işlemlerine karşı “hata gerekçesi” ile vergi idaresine müracaat ederek düzeltme talep edilmesi yolu, sadece VUK’na  (ve tabiî ki ilgili vergi kanununa) göre yapılan vergilendirme işlemleri için tanınmıştır. Oysa ödeme emri düzenlenmesi, yani bu idari işlem, bir vergilendirme işlemi değil, bir tahsilat işlemidir. Bu nedenle Vergi Usul Kanunu’nun “hata ve düzeltme” yolunun ödeme emri için kullanılması mümkün değildir.

Nitekim vergi mahkemeleri de ödeme emirlerine karşı ister 15 gün içinde ister 30 gün içinde vergi dairesine müracaat edilerek, alınan cevap üzerine açılan davaları, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 15 günlük dava açma süresinin geçirilmiş olması nedeniyle süre aşımından reddetmektedir.

Uygulamada rastlanılan başka bir durum ise, 15 günlük dava açma süresinin geçirildiği hallerde, vergi dairesine ödeme emrinin iptali talebi ile başvuru yapılmasıdır. Bu talebin reddi üzerine de, bu red işleminin iptali için dava açılmaktadır. Bu davada iptali istenen işlem “red işlemi” gibi ön plâna çıkmakla birlikte, arkada dolaylı olarak ödeme emrinin iptali talep edilmiş olmaktadır. Vergi Mahkemeleri de, idareye başvuru sonucu oluşan red işlemine karşı dava açılmasını, bir tür hak düşürücü süre olan ve kullanılmayarak kaybedilen dava açma süresini yeniden canlandırmaya yönelik bir yol olarak görmekte ve açılan davaları reddetmektedir.

Sonuç olarak, ödeme emrine karşı kullanılabilecek başvuru yolu sadece “dava yolu” dur. Bu nedenle tebliğ edilen ödeme emrinin hukuka aykırı olduğu iddiası mevcut ise, idari başvuru yolu hiç düşünülmeksizin, doğrudan dava açılması gerekmektedir.

 

Saygılarımızla,

Av. Demet Cengiz Uslu